Dizden Ses Gelmesi

Dizden gelen seslere krepitus denir. Eğer dizinizden gelen bu sese eşlik eden başka bir belirti yoksa bu rahatsızlık tedavi gerektirmez. Çünkü hastalar tarafından duyulan bu ses, kıkırdağın çevre dokulara sürtünmesi nedeniyle oluşur. Fakat dizden ses gelmesi rahatsızlığına ağrı gibi farklı belirtiler eşlik ediyorsa mutlaka doktora gidilmelidir. Zira vücuttaki eklemler arasında en fazla ağırlık taşıyanı diz eklemidir. Ve dizde yaşanan problemler ilerlediği takdirde daha büyük sorunların temelini oluşturur.

Dizden Neden Ses Gelir?

Dizden ses gelmesi, her zaman bir hastalığın belirtisi değildir. Diz kapağından ses çıkması her yaşta var olan bir durumdur. Fakat burada önemli olan belirtileri gözlemlemek ve vücudun verdiği uyarıları görmektir. Dizden ses gelmesi durumunun bir hastalık olup olmadığına karar vermek için diğer belirtiler incelenmelidir. Örneğin; namaz kılarken veya spor yaparken dizden gelen sesler bir ağrı oluşturmuyorsa bu tip sesleri bir hastalık olarak yorumlamak doğru değildir. Aynı pozisyonda uzun süre kaldıktan sonra aniden hareket ettiğinizde dizinizden ses çıktığını duymanız da son derece normaldir. Dizden gelen sesler çoğunlukla hareketsizlik ve insan vücudunun işleyişinden kaynaklıdır. Bu hastalığın çözümü ise egzersiz ve hareketli yaşamdır.

Dizden Gelen Sesin Tedavisi

Dizden gelen sese ağrı eşlik etmiyorsa, hastaların tedavi olması zorunlu değildir. Fakat ağrısız olsa dahi dizlerinden çıkan sesten rahatsız olan hastalar fizyoterapistlerden yardım alabilir. Evde kolayca yapılabilecek egzersizler de hastaların bu rahatsızlıkla baş etme yolları arasındadır.

Ağrının görüldüğü vakalarda ise tedavi süreci farklı seyreder. Öncelikle dizden ses gelmesinin yanı sıra hareket kısıtlılığı ve şişlik gibi belirtiler incelemeden geçer. 50 yaş altındakilerde rastlanan ağrılı diz kapağından ses çıkması problemi ile 50 yaş üzerindeki hastaların sebepleri birbirinden ayrıdır. Gençlerde diz kapağından ses çıkmasının sebebi çoğunlukla geçmiş sakatlanmalar, menisküs yırtıkları ve kıkırdak hasarları gibi bozulmalardır. 50 yaş üzerinde ise bu durum genellikle yaşlılığın beraberinde getirdiği kemik ve eklem problemlerinden kaynaklanır.

Erken teşhis edilen hastalarda egzersiz, fizyoterapi, ağrı kesici, sıcak uygulamaları, hyalüronik asit ve kök hücre tedavisi gibi yöntemler etkilidir.

Biz sizi Arayalım